Marmaris–Fethiye–Marmaris

Marmaris, bulunduğu konum sebebiyle doğuştan şanslı diye tabir edebileceğimiz son derece korunaklı bir koyun içerisinde bulunuyor. Güzel koyları ve tertemiz bir denize sahip olması sebebiyle de tur teknelerinin favorisi. Marmaris’te mavinin tüm tonlarını yakalamak mümkün. Fakat tarihi zenginliği de azımsanamayacak kadar köklü ve kuvvetli.

Kanuni Sultan Süleyman’dan Marmaris Kalesi

Yat limanı arkasında, yüksek bir noktada bulunan Marmaris Kalesi, restore edilerek 1991 yılında müze olarak kullanılmaya başlamış. Kazılardan elde edilen yapıtlar, amforalar, sikke, süs eşyaları bu müzede sergilenen eserler arasında yer alırken Osmanlı döneminin günlük yaşamına ışık tutan halı, kilim, silah, mobilya gibi eşyalar da gelenlerin beğenisine sunuluyor. Kalenin geçmişini incelediğinde ise hayli köklü bir geçmişe sahip olduğu görülüyor. Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle inşa edilen bu kale, 1914 yılında Fransız bir savaş gemisi tarafından açılan top ateşi sonucu zarar görmüş. Cumhuriyet döneminde yerleşime açılarak 18 konutluk bir meydan haline gelmiş. 1990’’lı yıllara gelindiğinde ise şimdi sahip olduğu şekle kavuşmuş. Bölgenin simgesi olarak kabul edilen Marmaris Kalesi, vakit geçirmek, şehri izlemek ve fotoğraf çekmek için hayli keyifli.

Mavi Yolculuk Dalyan Gezisiyle Başlıyor

Ekincik Körfezi’ne doğru başlayan seyrin en önemli durağı caretta caretta kaplumbağaları ile meşhur Dalyan bölgesidir. Bu bölge, İztuzu Plajı’ndan Dalyan Deltası’na, Kaya Mezarlarından Çamur Banyosu’na kadar pek çok tarihi ve doğal güzelliği bir araya getiriyor. Akdeniz’le Dalyan Deltası arasında uzanan İztuzu plajı kuşkusuz bölgenin en stratejik bölgesi. Binlerce yıldır caretta caretta kaplumbağalarının her sene yumurtalarını bırakmak için bu plaja gelmesi, bölgenin önemini bir kez daha artırıyor.

Bu sebeple İztuzu Plajı, dünyanın en iyi korunan ikinci kumsalı olarak biliniyor. İztuzu Plajını ziyaret ettikten sonra rotamız, doğal bir kaynak olarak nitelendirebileceğimiz Dalyan Deltası’na doğru çevriliyor. Köyceğiz Gölü’nün tatlı sularının Akdeniz’in tuzuyla buluştuğu Dalyan Çayı, büyüleyici bir deltanın doğmasını sağlamış. Bölgenin en önemli özelliği, Dalyan’ın labirenti andıran kanallardan gezilebilmesi. Bu kanallar daha sonra sizi çamur banyosuna, Kaunos Antik Kenti‘ne kadar götürüyor. Kaya Mezarları ise tam bir tarihi cennet. Dalyan’ın karşı yamaçlarına oyulmuş kaya mezarlarının tarihi M.Ö 4. Yüzyıllara dayanıyor. Helenistik döneme ait kale kalıntılarının bulunduğu tepe ise sahip olduğu manzarasıyla da bölgenin cazibe noktalarından. Dalyan bölgesi gezildikten sonra akşam yemeği ve konaklama için tekneler Ekincik Körfezi’ne doğru yola çıkıyor.

Dünyanın En İyi Kumsalı Ölüdeniz

2006 yılında dünyanın en iyi kumsalı seçilen Ölüdeniz, bu anlamda uluslararası bir şöhrete sahip. Durgun bir gölü anımsatan denizi, Belceğiz’deki modern konaklama tesisleri ve Ölüdeniz Lagünü bölgeyi cazibeli bir alana dönüştürüyor. 2000 metre yüksekliğindeki Babadağı’nın denize kadar dimdik inen yamaçları ise muhteşem bir manzara sunuyor. Ayrıca yamaç paraşütü yapmak isteyenler için tam bir cennet. Atlayışlar Babadağı’ndan yapılıyor, Belcekız Kumsalı’nın arkasında iniliyor. Kıdrak Koyu’nun arkasında kalan Ölüdeniz Lagünü ise her havaya kapalı bir içdeniz. Bu sebeple bölgeye tekneyle giriş yapmak yasak. Ancak sadece denizi ve kumsalıyla değil muhteşem görselliğiyle de etkileyici olan bu bölge, görülmesi gereken yer arasında. Ölüdeniz gezisi yapıldıktan ve öğle yemeği yendikten sonra Gemiler Adası’na hareket ediliyor. Adanın tepesinde bulunan Aziz Nicholas kilisesi mutlaka ziyaret edilmeli ve akşamın erken saatlerinde keyifli bir yürüyüş yapılmalı.

Keşfedilesi Güzellik Fethiye

Bölgenin en korunaklı limanı olarak bilinen Fethiye Limanı’ndan şehre giriş yapılıyor. Antik dönemde Telmessos olarak bilinen Fethiye, Anadolu Medeniyetleri’nden biri olan Likya’nın Karya ile batı sınırındaki en önemli şehridir. Bu sebeple bölge zengin doğal ve tarihi kaynakları elinde tutuyor. Telmessos kentine ait kalıntıları şehrin merkezinde rahatlıkla gezmek mümkün. Karaköy, Saklıkent, Tios ve Yakapark gibi bölgeleri gezmek içinse araç kiralamanız tavsiye ediliyor. Geziye Fethiye merkezine yakın bir bölge olan Karaköy’den başlayabilirsiniz. Sıra dışı bir bölge olarak nitelendirebileceğimiz Karaköy, 1957 yılındaki Fethiye depreminde zarar görmüş ve binlerce ev yıkılmış.

Şimdi ise canlı müze niteliği taşıyor ve yerli-yabancı turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Merkeze 30 km uzaklıktaki Saklıkent Kanyonu ise tam bir doğa mucizesi. Dünyada eşine az rastlanır bir bölge olan Saklıkent, bir çoban tarafından tesadüf eseri keşfedilmiş. Bugün sporcuların gözde merkezi olarak kabul edilen kanyonun uzunluğu ise 18 kilometre. Saklıkent yolu üzerinde bulunan Tios Antik Kenti, bir tepe üzerinde bulunuyor ve tarihi kalıntılardan oluşuyor. Bu kalıntılar bölgeyi etkileyici bir kent haline getirmeyi başarıyor. Likya tipi yapılan kaya mezarları ise görülmeye değer. Yakapark ise Tios Antik Kenti’nin yanı başında bulunan bir su cenneti. Akdeniz’in sıcağından bunalanlar keyifli bir deniz molası verebilirler.

Körfez’de Ada Turları

Dünyaca meşhur Göcek Körfezi ile devam eden mavi yolculuk haritası, denizcileri Yassıca Adası’na, Tersane Adası’na ve Bedri Rahmi Koyu’na götürüyor. İlk durak olarak belirlenen Yassıca Ada, son dönemde düzenlenen vapur seferleriyle tatilcilerin gözdesi olmayı başarmış bölgelerden. Şemsiye-şezlong kiralayabileceğiniz alanlar, büfeler ve denizde bulunan su kaydırağı özellikle gençlerin günübirlik tatil alternatifi olarak dikkat çekiyor. İkinci durak olarak belirlenen Tersane ise bölgenin en büyük adası olma özelliğini taşıyor. Geçmişte küçük teknelerin bakımları bu adada yapıldığı için ismi “Tersane Adası” olarak belirlenmiş. Bugün ise mavi yolculuk turlarının vazgeçilmez adresi olarak kabul ediliyor. Tersane Adası’ndan yola çıktığınız zaman ise büyük bir kayaya çizilmiş bir balık resmiyle karşılaşırsınız. Bu resmin imzası ise mavi yolculuk fikrini hayata geçiren ve tanıtımını sağlayan ünlü yazar Bedri Rahmi’ye ait. Bedri Rahmi Adası olarak bilinen bölge, yöredeki tek içme suyu kaynağını sağlıyor.

Cennetten Bir Köşe Cennet Adası

Fethiye – Marmaris rotasında deniz molası son olarak Cennet Adası’nda verilir. Hafızalarda etkileyici bir yer bırakmak için midir yoksa yorucu turun finalinde misafirlerin dinlenmesi için midir bilinemez ama Cennet Ada sessiz, sakin ve muhteşem yapısıyla tatilciler için muazzam bir atmosfer sunar. Özellikle sakin bir doğa yürüyüşü bu bölge için eşsiz bir fırsattır. Ada olarak anılması rağmen aslında Nimara isimli bir yarımada özelliği taşır. Ada çevresinde bulunan cafe ve restoranlarda kahve molası vermekte ideal bir seçim olacaktır.

Marmaris’in Uğrak Noktaları

Tarihi Atmosferde Alışveriş Deneyimi

Marmaris, dünyanın dört bir yanından gelen misafirlerin gördüğü ilgi sebebiyle tarihi eserleri turistik öğelerle birleştirmeyi başarmış ender mekanlardan. Turistik beldelerde görmeye alışık olduğumuz hediye dükkanları Marmaris’te farklı bir forma dönüşmüş durumda. Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaptırılan Hafza Sultan Kervansarayı ve çarşı içindeki Bedesten ziyaretçilere tarihi atmosferde bir alışveriş deneyimi yaşatıyor. Marmaris Kalesi ile eş zamanlı yaptırılan bu kervansaray, kaleye çıkan dar basamaklı sokağın hemen girişinde bulunuyor. Kervansaray’ın 7 küçük ve bir büyük odası günümüzde özel mülkiyette olup turistik eşya ve hediyelik satan dükkanlar ile kafe-barlara tahsis edilmiş. Çarşı içindeki Tarihi Bedesten ise, eskiden olduğu gibi bugün de alışveriş merkezi olma özelliğini sürdürüyor. Ortaya üç katlı yekpare mermer havuz konmuş. 32 dükkan, nargile ve Türk kahvesiyle her kesimden ziyaretçinin ilgisini çeken bir kafe yer alıyor.

Arkeolojik Geziler

Deniz ve alışveriş keyfinin yanı sıra bölgenin tarihi güzelliklerini keşfetmek niyetindeyseniz Marmaris’e 10 km uzaklıkta bulunan Arkeoloji Müzesi uğramanız gereken en önemli adreslerden biri. Müze, 3000 metrekare kapalı alan üzerine kurulmuş. Büyüklüğü ilk etapta dikkat çekse de müzenin iki farklı bölümden oluşması ve her bölümde koleksiyonluk parçalar bulunması önemini bir kat daha arttırıyor. Müzenin arkeoloji bölümü, çanak, çömlek, testi, heykel, sikke gibi eserleri barındırıyor. Etnografya’da ise turizmci ve koleksiyoncu Ahmet Urkay’ın çeşitli bölgelerden temin ettiği halı, kilim, mermer, silah ve yöresel kıyafetler sergileniyor. M.Ö 4’üncü yüzyıla ait arkeolojik kalıntıların sergilendiği İyilik Kayalıkları Arkeoloji Parkı ise yapılan tarihi gezinin bir sonraki aşaması. Yaklaşık 9000 metrelik bir alan üzerine kurulan park, 2000 metrelik yamaç üzerine eşsiz bir güzellik sunuyor.

Turunç’ta Safari Turu ve Dalış Keyfi

Marmaris’in geniş kültüre, zengin aktivitelere ve doğal güzelliğe sahip en önemli beldeleri arasında Turunç yer alıyor. Amos’taki tarihi kalıntılar, beldeye 19 km uzaklıkta yer alan şelale, kızıl çakıllı yoluyla ünlü Kızkumu beldenin görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Beldenin doğal güzelliklerine bir de sportif faaliyetler eklenince Turunç, günübirlik gezebilecek bir nokta olmaktan çıkıp turistlere uzun soluklu bir tatil havası yaratıyor. Turunç bölgesi gezinize tekne turu sırasında rahatlıkla ulaşabileceğiniz Amos’tan başlayabilirsiniz. Kumlubükü’nde bulunan Amos’ta 5 bin yıllık olduğu düşünülen mağara, Apollo’ya ait kitabeler ve pırıl pırıl bir deniz yer alıyor. Efsanevi bir hikayeye sahip olan Kızkumu yani Orhaniye mavi yolculuk gezisinin ikinci adresi olarak belirlenebilir.

Kızkumu Koyu’nun en önemli özelliği kıyıdan denize doğru kırmızı çakıllı bir yol bulunması. Efsaneye göre bu yol, koyda yalnız yaşayan bir genç kız tarafından yapılmış. Adaya gelen korsanlardan korkan genç kız karşı koya geçmek için deniz yolunu tercih etmiş ve eteklerine doldurduğu kumları denize dökmüş. Fakat karşıya geçmeden eteğindeki kumlar bitmiş. Koy, sahip olduğu Kızkumu adını bu hikayeden sonra almış. Turunç’u gezmenin en keyifli tarafı toprak yol ve patikaları safari jeep turlarıyla dolaşmaktır. Ayrıca bölgede bulunan trekking parkurlarında doğa yürüyüşleri yapmaktır. Kimileri için bilinmezliğe doğru bir yolculuk olarak tanımlanan dalış sporunun Turunç’ta mutlaka yapılması gerek. Zira Turunç denizi, muhteşem sualtı manzaralarına sahip bir bölge.

Marmaris’in Gizli Serveti

Çiftlik koyu, meraklılar tarafından keşfedildikten sonra dilden dile duyulmaya başlayan özel bir bölge. Merkezden 30 km uzaklıkta bulunan Bayırköy bölgesine ait bu koy, köyün deniz kısmı olarak tarif ediliyor. Çiftlik Koyu, daha vadiden inerken görenleri kendisine bağlıyor. Geniş kıyı şeridine sahip olan bölge, yürüyüş yapmak, yüzmek ve köy restoranlarında yemek yemek için ideal. Jeep ile safariye çıkmak ve tarihi kalıntıların bulunduğu koylarda dalış yapmak ise heyecanlı bir deneyim.

Söğüt Köyü’nde Antik Turlar

Serçe limanından bir sonraki durak olan Söğüt Köyü, Simi Adası’na en yakın bölge olarak biliniyor. Bozburun Yarımadası’nın uç noktasında bulunan turistik köy, canlılığından bir şey kaybetmemiş. Bunun en büyük etkisi ise sahip olduğu tarihi zenginlik. Köyün 1 kilometre güneybatısında bulunan tepe üzerinde Thyssanos yerleşimine ait kalıntılar bu durumun en çarpıcı örneği. Saranda Koyu ise köyün denize açılan kapısı. Söğüt Köyü’ne 3 kilometre uzaklıkta bulunan koy, restoranlarıyla ve özel mezeleriyle bölgenin lezzet durağı.

Şifalı Bölge İçmeler

Adını şifalı içme sularından alan İçmeler Beldesi, yemyeşil ormanlarıyla da ün kazanmış bir bölge. Beldenin girişindeki parkla başlayan bu yeşil yaşam, tüm bölgeye yerleşmiş durumda. Parkın arka tarafında yer alan Sanat Sokağı ise bölgenin ziyaret edilmesini sağlayan en önemli sebeplerden. Marmarisli ressamların eserlerine yer veren Sanat Sokağı’nda geleneksel el sanatlarından örneklerde sunuyor. İçmeler, deniz molası vermek içinde ideal bir bölge. Özellikle kumlu plajlardan hoşlananlar, pek de derin olmayan bir denizde serinlemenin keyfini yaşayabilir.