Göcek – Marmaris – Göcek

Yassıca Adaları, Göcek Körfezi’nde, küçük ve sakin adacıklar topluluğudur. Bu adalar o kadar küçük ve sayıca fazladır ki, her birine ayrı bir isim vermek yerine genellikle bir grup olarak anılırlar. Adaların üzerinde herhangi bir yapı ya da tesis bulunmamakta, bu da adaların doğal güzelliklerinin ve sakinliğinin korunmasını sağlamaktadır.

En büyük ada, plaja yakın bir konumda yer alır ve burada, özellikle çocuklar için mükemmel olan küçük bir doğal havuz oluşturur. Bu adaların suyu sığ ve berrak olup, adalar arası yüzerek dolaşmak mümkündür. En yakın adalar arası mesafe sadece 12 metre civarında olup, ziyaretçiler rahatlıkla bir adadan diğerine yüzebilirler. Eğer yarım saat kadar yüzme kapasiteniz varsa, dört farklı adayı ziyaret edebilir ve eğer uygun ayakkabılarınız varsa adaların üzerinde yürüyüş yapabilirsiniz

Tersane Adası, Göcek Körfezi’ndeki en büyük ada olup, adını adadaki gözetleme kulesi ve tersaneden alır. Tersane Koyu, körfezdeki en büyük koydur ve 1922 yılında Yunanistan ve Türkiye arasında gerçekleşen nüfus mübadelesi sonrası bölgede ağırlıklı olarak Rumlar yaşamıştır. Koyun arkasındaki düz arazide, evlerin ve bir kilisenin kalıntıları bulunur. Kısa bir yürüyüşle başka bir koya ulaşılabilir. Denizciler, günlük tekne turları ve Mavi Yolculuk için bu koyları sıklıkla ziyaret ederler ve bu koylara “yaz” ve “kış” adını vermişlerdir.

Ağa Limanı, küçük ve büyük olmak üzere iki ayrı limandan oluşur. Her iki liman da güzel bir plaj alanına açılır, ziyaretçilere kristal berraklığında sularında yüzme ve kıyıda güneşlenme fırsatı sunar. Büyük Ağa Limanı’ndan yukarıya doğru bir yol çıkar; bu yol, ziyaretçileri Köyiçi bölgesinde bulunan Roma ve Bizans dönemlerine ait tarihi kalıntılara götürür. Ayrıca, bir başka yol batıdaki tepeye ve oradan Kapıdağ Yarımadası’nın içinde yer alan ve çevresinde birkaç evin bulunduğu göle ulaşır. Bu göl etrafındaki manzara ise ziyaretçilere muhteşem bir doğal güzellik sunar.

Kocabük, Ağa Limanı’nın devamında yer alır ve Göbün Adası üzerinden Göcek Körfezi’ne açılan bir diğer gözde destinasyondur. Kocabük’ün suları ve çevresi, bölgeye has zengin bitki örtüsü ve deniz yaşamı ile dikkat çeker. Göcek Körfezi’nin kendisi gibi, Kocabük ve çevresindeki koylar da 1988’den beri Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan edilmiştir. Bu, bölgenin doğal ve kültürel değerlerinin korunmasına yardımcı olmakta ve sürdürülebilir turizme olanak tanımaktadır.

Dalyan, Köyceğiz Gölü’nü denize bağlayan ve antik çağlarda Calbis olarak adlandırılan doğal bir kanalın kıyısında yer alan şirin bir tatil beldesidir. 1998 yılında bölge, turizmin gelişmesi ve çevreye yönelik tehlike tehdidi nedeniyle devlet tarafından özel koruma alanı ilan edilmiştir. Dalyan’da kanal boyunca sıralanan tekneler, İztuzu sahil şeridi, Kaunos antik kenti, kaya mezarları ve çamur banyosu gibi zengin tarihi ve doğal güzellikleri turistlere sunmaktadır.

Kaunos Antik Kenti, Dalyan’dan tekneyle ulaşılabilen ve kısa bir yürüyüşle erişilebilen bir yerdir. Kaunos, geçmişte önemli bir ticaret limanı olarak bilinir, ancak zamanla alüvyonlar tarafından doldurulan limanıyla stratejik önemini yitirmiştir. Dalyan’dan görülebilen kaya mezarları, Likya tipi mezarlarda yer alan ve kaya yataklarına yerleştirilen ölülerle doludur.

İztuzu sahili, Caretta Caretta kaplumbağaları sayesinde ünlüdür ve sahilin bir tarafında İztuzu plaj tesisleri, diğer tarafında ise Dalyanağzı plaj tesisleri yer alır. Bu güzel sahil şeridi dört kilometre boyunca uzanır ve çamur düzlüklerinin etrafında dolanan 5,4 kilometrelik bir kıyı şeridi ile labirent benzeri bir manzara sunar. Dalyan çevresindeki kıyılarda, her mevsim, bir metreye kadar uzunlukta kaplumbağalar görme şansınız bulunmaktadır.

Kumlubük, güzel plajlarıyla ünlü ve aynı zamanda Amos antik kentine yarım saatlik bir yürüyüş mesafesinde yer alan bir bölgedir. Amos, günümüze çok az şey kalmış olsa da, zamanında önemli antik kentlerden biri olarak kabul edilir. Hisar Burnu ile Kumlubük arasında yer alan çakıllı plajın üzerindeki tepede, uzun ve dar düzlük üzerinde antik kentin tiyatrosunu ve şehir surlarını görebilirsiniz. Antik kentin nekropolü ise kuzeydeki küçük koyun üzerindeki yamaçta bulunur. Buradan, altınızda uzanan nefes kesici manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.

Kadırga ise, Marmaris’ten gelen teknelerin sıkça yüzme molası verdiği ve beyaz bir deniz feneri ile bekçi evinin bulunduğu bir koydur. Kadırga noktasına yakın bir konumda bulunan bu koy, sakin ve huzurlu bir atmosfer sunar ve ziyaretçilere denizin ve doğanın tadını çıkarma fırsatı verir. Bu iki nokta, Marmaris çevresindeki doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleri keşfetmek isteyenler için ideal duraklardır

Marmaris, artan yapılaşmaya rağmen, şehir merkezinde denize girebileceğiniz Türkiye’deki nadir kasabalardan biri olarak öne çıkmaktadır, bunun başlıca sebebi çevre ve su arıtma tesislerinin kurulmasıdır. Temiz denizleri ve sakin koyları keşfetmek isteyenler için birçok gulet gezisi düzenlenmektedir. Küçük Asya’nın tarihi dokusunu hissedebileceğiniz Marmaris’in hareketli çarşısında bir gezintiye çıkın ve kendinizi bambaşka bir dünyada hissedin. Yeni oteller ve apartmanlarla genişleyen Marmaris, eski şehir bölgesiyle hala o köy atmosferini korumaktadır.

Marmaris, zengin bir mağaza ve restoran çeşitliliğine ev sahipliği yapmakta olup, birçoğu uluslararası lezzetler sunmaktadır. Şehir merkezinde yer alan en önemli tarihi yapı ise kale. İyonyalılar tarafından ilk kez inşa edilen bu kale, 1522’de Osmanlılar tarafından yeniden yapılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman’ın şehri fethetmesinin ardından bugün hala ziyaret edilebilen birçok yapı inşa edilmiştir.

Marmaris, temiz denizi ve alışveriş olanaklarının yanı sıra gece hayatıyla da tanınır.

Ekincik, Marmaris ve Göcek arasında yer alan ve guletler için popüler bir durak olan bir koydur. Yeşilliklerle çevrili güzel Ekincik köyü ve inşaatlardan bozulmamış, temiz koyuyla dikkat çeker. Çevreniz ormanlarla çevrili olacak ve önünüzde ise güzel bir plaj ve deniz bulunacak. Batı tarafında yer alan Semizce, Kargı ve Karaçay gibi popüler duraklama ve geceleme koyları bulunmaktadır. Ekincik limanında, Köy Önü olarak bilinen iki demirleme yeri bulunur ve burada teknelerin demirleyebileceği bir iskele mevcuttur.

Sarıgerme, Dalaman’a yakın konumu ve modern konaklama tesisleriyle uluslararası alanda hızla popülerleşen bir turizm merkezi haline gelmiştir. İnce kumu ve çam ağaçları ile çevrili güzel plajı, yüzyıllardır devam eden bir etkileşim sunmaktadır. Ziyaretçi tekneleri, Baba Adası’nın kuzeydoğusunda yer alan küçük bir kayalık koya demir atar. Deniz, temizliği ve berraklığı ile dikkat çeker. Adanın kuzey ucuna yakın bir mağara, adayı bir baştan diğer başa geçer. Tepenin zirvesinde ise bir kule kalıntısı bulunur. Dalaman’ın düz platosu, Kapıdağ Yarımadası’na doğru yükselmeye başlar ve Kurtoğlu Burnu’na ulaşmadan önce 500 metre yüksekliğe ulaşır. Bu noktadan sonra, Fethiye Körfezi’nin sakin suları başlar ve bu körfez, Mavi Yolculuk tekneleri için en popüler koy ve adalara sahiptir.

Göbün ve Kleopatra Koyları (Hamam Koyu), Göcek’in diğer gözde duraklarından olup, Göbün Koyu, Domuz Adası’nın güneyinde, çam ve zeytin ağaçlarıyla çevrili uzun bir koydur. Koyun sonunda antik kalıntılar ve kaya mezarları bulunur ve Mavi Yolculuk yatları için sevilen bir duraktır. Hamam Koyu, su altında kalan antik bir hamamın kalıntılarına ev sahipliği yapar ve bu nedenle Kleopatra’nın Koyu olarak da bilinir. Bu hamamın kalıntıları, Kleopatra’nın burada yıkandığı efsanesiyle bilinir ve koyun tarihi ve romantik bir atmosferi vardır.

Her iki koy da, kristal berraklığındaki suları, zengin tarihi ve doğal güzellikleriyle Mavi Yolculuk rotalarında ve yatçılık turizminde önemli duraklardandır. Ziyaretçiler, bu koylarda yüzebilir, dalış yapabilir, tarihi kalıntıları keşfedebilir ve bölgenin doğal güzelliklerinin keyfini çıkarabilirler.

Domuz Adası, adını bir zamanlar burada yaşadığına inanılan yaban domuzlarından almaktadır. Aynı zamanda, burada yaşayan bir prense atfen Isla Principe olarak da adlandırılan bu ada, çam ve zeytin ağaçlarıyla kaplıdır. Koyun ortasında, Likya ve Roma dönemlerine ait kalıntıların bulunduğu 30 ila 40 metre çapında sığ bir alan vardır. Bu kalıntılar, su yüzeyinin bir metre altına kadar ulaşır ve üzerlerinde yüzmek, özellikle şnorkel ile, oldukça keyiflidir. Adanın koyu rüzgârdan korunaklı olduğu için tekneler buraya rahatlıkla demir atabilir ve bağlanabilir.

Bedri Rahmi Koyu (Taşkaya Koyu), Türkiye’nin güneybatısında, Göcek Körfezi’nde yer alan ve özellikle yatçılık tutkunları tarafından sıkça ziyaret edilen popüler bir durak noktasıdır. Koy, Türk ressam ve şair Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun 1973 yılında kayalıklara çizdiği ünlü balık resmi ile tanınır. Eyüboğlu, Mavi Yolculukların öncülerinden biri olarak bilinir ve koy, onun adını taşıyarak onun ve Mavi Yolculuk kültürünün anısını yaşatır. Ayrıca, yine bir başka sanatçı Azra Erhat’ın çakıldan yapılmış uçurtma resmi de koyun bu sanatsal mirasına katkıda bulunur.

Koyun kendine özgü özellikleri arasında, zakkumlarla kaplı çakıllı bir plaj, terli suyu olan bir çeşme ve kayalıklara oyulmuş antik mezarlar yer alır. Koyun kuzeyindeki kaynak, beton bir duvarla çevrilmiş ve küçük bir havuza dönüştürülmüş, özellikle sıcak yaz günlerinde serinlemek isteyenler için popüler bir noktadır. Koyda ayrıca teknelere hizmet veren bir restoran ve soğuk su kaynağı da bulunmaktadır.